Güney Kıbrıs ve Yunanistan için de Küresel Kusursuz Fırtınanın Etkisi ile ZAYIFLAMA Dönemi Başlayacak
Uzun yıllar Kıbrıs sorunuyla büyümüş/yoğrulmuş ve 2002-2017(Crans Montana zirvesine kadar) Kıbrıs müzakere ekiplerinde çalışmış bir Kıbrıslı Türk olarak dostum Tufan Erhürman’ın bu dönemde KKTC Cumhurbaşkanlığını % 62,3 gibi güçlü bir mesajla kazanmasının yerel-bölgesel-global eko-politik/stratejik analizini/etkileri hakkında öngörülerimi paylaşmaya çalışacağım….
İki kurucu devletin eşitliğine dayalı 2004 Annan Planını ve 2017’de Crans Monta’na yakınlaşmasını Kıbrıslı Rumlar reddettikten sonra, 2020’de Tatar gibi federal çözüme karşı bir duruş sergilemek/hatta el yükseltmek stratejik olarak doğruydu/zamanın ruhuna ve dinamiklerine de uygundu. Ki, aklı başında hiç kimse mevcut uluslararası hukuk/güç dengeleri varken iki devletli bir çözümün olamayacağını bilirdi zaten ama bazen el yükseltmek ve başka pozisyon almak doğrudur ve nitekim de öyle yapıldı.
Dostum Tufan Erhürman’ın kazanması doğru zamanda doğru bir hamle(zamanın ruhuna uygun) olarak, Kıbrıs’ta(özellikle Güney’de de) ve bölgede dinamikleri zaman içerisinde değiştireceğine inanıyorum.
Hatta, Türkiye’de de siyasetin adalete-demokrasiye-özgürlükçü- hukukun üstünlüğüne-liyakata dayalı evrilmesine de ilham verecek. 2026 yaz aylarından itibaren Türkiye’de kadim devlet aklı ile yozlaşmış çevreler arasında da içsel kırılmalar başlayacağını ve Türkiye’de 25 yıl sonra yeniden iç siyasette taşların yerinden oynayacağını ve Türkiye’de her partiden “ adalete-liyakata-özgürlükçülüğe-hukukun üstünlüğüne dayalı yapıların oluşacağını düşünüyorum. Ki, bundan sonra da en fazla Cumhur İttifakının kendi içinde hasar alacağını öngörüyorum.
Gelelim Erhürmanın kazanmanısının ada içinde-bölgede-globalde dinamiklerine…
Erhürman’ın kazanması, “ Küresel Kusursuz Fırtına ile Çöküyoruz makalemizde ( https://necdetergun.org/tr/kuresel-kusursuz-firtina-ile-cokuyoruz/859/) anlattığımız 2025-2030 GLOBAL COLLAPSE döneminde yaşanacakların en büyük habercilerindendir aslında(şimdilerde yeterince anlaşılmayabilir). KKTC’de Tufan Erhürman’ın seçilmesi, yalnızca bir ada seçimi değil, bölgesel-global düzeyde büyük bir domino etkisinin bu bölgede başlayan jeo-stratejik bir dönüm noktasıdır.
Baştan söyleyeyim, Tufan Erhürman’ın kazanması Kıbrıs’ta 2030’a kadar(Global Collapse) eşit egemenliğe dayalı federal temelli bir çözümü asla getirmeyecek. Nedenini de daha önce 17 Ağustos 2025 tarihli ( https://necdetergun.org/kibrista-cozum-kuresel-kusursuz-firtina-2030-sonrasidan-ve-yasanacak-iklim-krizleri-ve-dogal-felaketler-sonrasinda-olacak-2/1048/) makalemde anlatmıştım.
Ama yine çok kısaca izah edeyim. Kıbrıslı Rumların dayıları(başta AB-ABD-İsrail ) onların arkasında güçlü olarak durduğu sürece Kıbrıslı Rumlar(hele mevcut başkan Hristodulos) Kıbrıslı Türklerle eşit egemenliye dayalı bir federal devlet kurmaz (Rumların kırmızı çizgisi Türk askerinin adadan tamamen gitmesi ve Türkiye’nin garantörlüğünün bitirilmesidir; bunu da asla Kıbrıslı Türklerin çoğunluğu kabul etmediği için çözüm olmaz/ve 2030’a kadar-Küresel Güç Dengeleri değişene kadar- olmayacak).
Erhürman’ın kazanmasının Kuzey Kıbrıs’ta Yaratacağı Pozitif Dinamikler/Etki
Uluslararası meşruiyet penceresi açılacak:
Başta BM-AB-ABD olmak üzere uluslararası toplum nezdinde Kuzey Kıbrıs’ın meşruiyetini güçlendirecek ve yeniden bazı eko-politik açılımların oluşmasına zemin olacak. BM-AB-ABD nezdinde diyalog ve görünürlük artışı; Kuzey’in “çözüm odaklı aktör” konumuna dönüşü, eko-politik nefes alanları açar.
Mülkiyet ve yatırım iklimi İyileşir:
Kuzey Kıbrıs’ın bütün yatırım ikliminin temeli Kuzey’deki ihtilaflı malların(ki mülklerin % 70 e yakınıdır) mülkiyette uluslararası meşruiyetidir. Ne yazık son dönemde yatırım iklimini alabora edecek şekilde Rumlar bu konuda içerden-dışardan yarattığı mülkiyet meselesinde davalar-baskılar yarattı ve bu da KKTC’yi ekonomik-yatırım iklimi açısından çok sıkıntıya soktu, şimdi yeniden TMK/uluslararası hukuk zemininde ilerleme sağlanacak; çünkü daha önce TATAR ‘ın iki devletli politikasından dolayı Hristodulidis’in bu atağı özellikle AB tarafından meşru görülüyordu-göz yumuluyordu;şimdi Erhürman/Kıbrıslı Türklerin son pozisyonu ile bu bela kısmen ortadan kalkacak.Tabii, KKTC tarafının bu konuda yapması gerekenler var.
Kısaca, Kuzey’de yatırımı kilitleyen temel risk, ihtilaflı mülklerin uluslararası meşruiyetidir. İki devletli söylemin gerilediği bu yeni fazda, TMK/uluslararası hukuk zemininde ilerleme için alan açılır; Rum tarafının da son yıllardaki dava-baskı dalgası ivme kaybeder.
İç siyaset/İKLİM ve Yönetişim Pozitif Etkilenir:
KKTC’de sosyo-ekonomik iklimin ve toplumun genel havası da pozitif etkilenecek, demokrasi-hukuk-adalet olarak yansıması olacak. Muhtemelen son yıllarda KKTC’de artan yozlaşmaya sebep olan ve UBP’nin baskın olduğu koalisyon iktidarı dayanamayıp erken seçime gidecek.
Son dönemde özellikle AKP tarafından KKTC’de Kıbrıs Türk toplumunun dinamiklerine/kültürüne uygun olmayan adımlar minimize edilecek.
Demokratik standartlarda iyileşme, hukuk-liyakat ekseninde kurumsal toparlanma ve toplumda “çözüm, refah, hukuk devleti” ekseninde pozitif hava oluşur.
Erhürman’ın kazanmasının Güney Kıbrıs’ta Yaratacağı Dinamikler/Etkiler
Hristodulidis’in Maskesi Düşer
Hristodulidis, 2017 Crans-Montana görüşmelerini bizzat sabote eden ve siyasi eşitlik temelinde federal çözüme kapıyı kapatan isimdi. Hristodulidis, seçildiği günden beri Türkiye ile rekabet içinde olan tüm bölge ve global aktörlerle Güney Kıbrıs’ta askeri-enerji-eko-politik ilişkiler içerisine girerek ilkesizce(Kıbrıslı Rumları da sıkıntıya sokacak şekilde tavizler verdi) bir tutum sergiledi.
Bugüne kadar Tatar’ın varlığı sayesinde Hristodulidis gerçek niyetini ve düşüncesini gizleyebildi. Ancak Tufan’ın güçlü meşruiyeti ile birlikte artık maskesi düşecek.
Güney’de Kıbrıslı Türkler ile gerçek bir siyasal eşitlik temelinde federal çözüme samimi bakan kitlelerle Hristodulidis (ve temsil ettiği kitleler) arasında çatışma büyüyecek.
Güney’de Yeni(makul) Lider Etrafında Toparlanma Başlayacak
Güney’de tahminim Güney Lefkoşa Belediyesi Başkanı Charalambos Prozontos (samimi olarak Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitliğe dayalı çözüme inanıyor ve zaman içerisinde bölgesel-global dinamiklerin Kıbrıslı Rumların aleyhine geliştiğini/gelişeceğini görüyor) etrafında yeni bir siyasi çekim alanı yaratacak.
Elbette, bu yeni dönemde Tufan Erhürman’ın yaklaşımı,Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ve Güney Lefkoşa Belediyesi Başkanı Prozontos arasında(üçlü) olumlu atmosfer ve işbirlikleri de olacaktır.
Yeni Müzakere Süreci Başlayacak
Elbette, Erhürman , Erdoğan ile görüşerek birlikte yeni bir pozisyon belirleyecek ve BM nezdinde ama baştan bazı prensiplerle müzakere süreci yeniden başlayacak. Zaten bu aşamada müzakerelerin başlaması için ortak zemin oluşturmak bile zor olacak ama sonunda iki taraf her zamanki gibi bilinçli muallaklıkla esnetilerek başlatılacak. Ama hiçbir şekilde Hristodulidisun liderliğinde nihai çözüme ulaşılamayacak ve 2028 de zaten Hristodulidis seçimi kaybedecek.
Trump’ın Doğu Akdeniz Enerji Planı da devreye Girecek
Trump, muhtemelen Rusya’ya hem alternatif(AB gaz/petrol), hem de bu bölgedeki enerjiden ve yaratacağı eko-politik sinerjilerden ABD olarak pay ve pozisyon alabilmek (bu bölgeyi özellikle Çin’e de kaptırmamak amacıyla) için TRUMP DOĞU AKDENİZ ENERJİ(refah) PLANI diye ABD’nin jandarmalığında-güvenliğinde-garantörlüğünde çözüm olmaksızın da bir plan ortaya koyacak( çatışmalı bölgelerde yaptığı şemsiye çözüm modeli gibi/örneğin Zengezur Trump Koridoru gibi) .
Trump, başlangıçta BM nezdinde Kıbrıs müzakerelerin başlamasına ve hızlı sonuç alınmasına destek verecek ama sürenin uzaması ve özellikle Kıbrıslı Rumların ve Yunanistan’ın Hristodulos’un geleneksel çözümsüzlük yaklaşımları ile(çünkü kendi döneminde sonuç almak istiyor ve zaman kaybetmek istemeyecek) canı sıkılacak ve Kıbrıslı Rumları ve Yunanistan’ı da rahatsız edecek şekilde Doğu Akdeniz enerji kaynaklarını ticarileştirme vizyonu ortaya koyacak (Trump Planı), defacto gündeme getirecek ve onları zorlayacak.
Yani, Doğu Akdenizde “ petrol-doğal gaz-su-fiberobtik(telekomünikasyon)-elektrik kablo vs” kapsamında tüm ihtilafları dondurarak bizzat ABD garantörlüğünde-şemsiyesinde bir şirket kurularak tüm bu ekonominin-ticaretin ortaya çıkmasını ve bundan tüm tarafların kazanç sağlamasını gündeme getirecek. Elbette Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan bu plandan ekonomik-refah olarak kazanç sağlamalarına rağmen Türkiye’nin çözümsüzlük şartlarında daha fazla(eko-politik-stratejik) kazanç sağlayacağını düşündükleri için kabul etmeyecekler…
Özellikle 2028’de şiddetini ve etkisini artıracak Küresel Kusursuz Fırtına ile Güney Kıbrıs ve Yunanistan Zayıflamaya Başlayacak
Evet en büyük tezimiz bu….Ne yazık Erhürman döneminde de Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmayacak. Kıbrıs’la ilgili öngörülerimi ve hangi şartlarda adada çözüm olabileceğini( https://necdetergun.org/kibrista-cozum-kuresel-kusursuz-firtina-2030-sonrasidan-ve-yasanacak-iklim-krizleri-ve-dogal-felaketler-sonrasinda-olacak-2/1048/) makalemde detaylı anlattım/ linkte okuyabilirsiniz.
Son tahlilde;
Erhürman’ın seçilmesi, Kuzey’de meşruiyet ve yatırım iklimini(mülkiyet belirsizliğini azaltacak) tamir edecek, Kuzey’deki eko-politiği normalleştirmeye ve erken seçimle CTP ağırlıklı bir koalisyonun oluşmasını sağlayacak ; Güney’de Hristodulidis çizgisinin maskesini düşürecek ve hakiki olarak Kıbrıslı Türklerle siyaseten eşit federal çözüm isteyenlerle istemeyenler arasında çatlaklar oluşmaya başlayacak ve Güney Lefkoşa Belediye Başkanı Prozontos ekseninde 2028’e doğru yeni bir siyasal çekim alanı oluşacağını öngörüyorum.
Soz sözüm ; Erhürman’ın seçilmesi dünya için bugün küçük olabilir ama emin olun hem ada içinde, hem de bölge de (Türkiye dahil) Küresel Kusursuz Fırtına(linkte okuyabilirsiniz) ile birleştiğinde çok büyük olacaktır.