Ve 2027’den itibaren 2030’a kadar KUSURSUZ KÜRESEL FIRTINA ile Dünya Ekonomisi Eşi Görülmemiş(sistemik) bir Çökme Yaşayacak.
Takip edenler bilecek, 9 Nisan’da “ KUSURSUZ KÜRESEL FIRTINA ile ÇÖKÜYORUZ ” başlıklı makalemde (https://necdetergun.org/tr/kuresel-kusursuz-firtina-ile-cokuyoruz/859/ ) “2027’den itibaren dolar, dolara bağlı finansal sistem ve ABD federal yapısının ağır hasar almaya başlayacağını ve 2030’da dünyamızı felaketin eşiğine getiren ABD merkezli Batı Tipi, Lineer Düzene dayalı Küresel Kapitalist Sistemin tüm kurum ve kuralları ile çökmeye başlayacağını çok yönlü sebep-sonuç dinamikleri ile anlatmıştım ”.
Peki, bu birbirini besleyen sarmallarla, kontrolü zor kaotik çarpanlarla büyüyecek olan sonrasında akrep gibi kendi kendini sokacak olan sistemin (belli bir aşamada gemisini kurtaran kaptan misaline dönüşecek) çöküşüne neden olacak “ tetikleme ve başlangıç” nereden gelecek?
Öngörülerime ve sezgilerime göre; bu tetikleme 3 Kasım 2026 ‘da ABD Ara Seçimleri (öncesinde ve sonrasında) ile gelecek/başlayacak. Makro açıdan “ sezgisel-öngörülerime dayalı eko-politik/jeo-stratejik senaryom ” şöyle;
1. Federal Yapı ve 250 Yıllık Birleşik Devlet Paradigması Darbe Alacak
Öyle görünüyor ki; 2026 seçimleri, ABD’nin 250 yıllık birleşik devlet paradigmasının en derin fay hattında( patlamaya hazır büyük bir enerji birikmiş) gerçekleşecek. Federal otoriteye olan güven, ekonomik krizler, sosyal-siyasal kutuplaşma ve göçmen politikaları nedeniyle tarihsel olarak en düşük seviyeye inecek gibi.
Eyaletler giderek kendi kaderini belirleme söylemlerini güçlendirecek ve Washington merkezli yapı elindeki federal enstrümanların/yetkilerin giderek pratikte zayıfladığı bir çekirdek devlete dönüşecek. Bu durum, otomatik olarak zaten ABD’nin iç sisteminde siyasi merkeziyetçilikten konfederalizme kayma emarelerini doğuracak. Seçim süreci, “eyaletlerin kendi kaderini tayin hakkı” tartışmalarını meşrulaştıran ilk geniş ölçekli tartışma olacak.
2026 yılı itibarıyla ABD’nin kolektif/toplumsal şuur alanında bir bölünme yaşanacak. Bu, sadece siyasi değil; değerler- inanç anlamında ve federal çatıyı bir arada tutan tüm asgari müştereklerde (para, asker dahil) yaşanacak. Aynı ülkede yaşayan insanlar, artık aynı hakikati ve değerleri, umudu paylaşmıyor olacak (zaten uzun zamandır paylaşmıyor/çatlak büyüyor). Gelinen aşamada, ABD’nin tarihsel olarak bastırdığı, sömürdüğü ve manipüle ettiği topluluklar, en derin katmanlarından gelen isyanla, sistemin en yüksek katlarında yıkıcı çatlaklara dönüşecek.
Muhtemelen seçim sonuçlarının ardından gelecek 12 ayda (2026-2027), ABD içinde sivil huzursuzluklar, kurumlar arası kopuşlar ve büyük şehirlerde iç çatışmalar artacak ve tüm bunların üzerine Federal devleti işlevsiz bırakacak şekilde iklim krizi ve doğa olayları (kasırga, sel, kuraklık) da yaşanacak (genelde ve çoğunlukla eyaletler ve yerel yönetimler bu krizlerle mücadele edecek). Bu süreç, yani federalden yerele doğru evrilme, ABD’yi içten içe dönüştürecek/kemirecek ve mevcut ABD federal sisteminde derin çatlakların oluşmasına neden olacak.
Bu seçimlerle Temsilciler Meclisinde ve Senatoda, yüksek ihtimalle Cumhuriyetçi Parti çoğunluğunu koruyacak, muhtemelen de artıracaktır. Valilikler ve yerel yönetimler, Trump’ın MAGA eğilimli daha sert sağcı valileri de öne çıkarabilir. Aşırı sağcı/otokrat liderler öne çıktıkça, eski geleneksel demokratik refleksler de çökmeye başlayacak, seçim sonrası şiddet olayları artacaktır. Muhtemelen bir çok eyalette dipten gelen-birikmiş yerel milis hareketleri başlayacak.
Haliyle ABD Kongresi’ndeki kutuplaşma, sistemi karar almada felç noktasına getirecek, bütçe tıkanıklıkları, hükümetin kapanma riski ile federal devletin hareket alanı daralacak. Ekonomik kriz ve sosyal huzursuzlukların ,iç çatışmaların artması, dolar sistemine güveni azaltacak (tahvil faizleri artacak ,doları-ABD tahvillerinin düşmanı-korkulu rüyası altında şok yükselişler yaşanacak/altının intikamı ).
Tüm bunlara eşzamanlı iklim krizinin artması( doğal afetler, kuraklık-susuzluk, yangınlar, kasırgalar, seller vs ) tuz-biber ekecek ve bu durum iç karışıklıkları artıracak, özellikle iklim krizinden daha fazla etkilenen eyaletlerde federal devlete karşı isyanlar başlayacak.
2. Muhtemelen İç Siyasette Çok Boyutlu Kırılmalar Olacak
2026 seçimleri, artık klasik Demokratlar ve Cumhuriyetçiler çekişmesinin ötesinde, bundan sonra sistemin DNA’sını değiştirecek olan dört ana fay hattı(siyasi kutuplaşma) üzerinde şekillenecek. Bu fay hatları, ABD içindeki tüm çatışmaları derinleştirerek toplumsal ve kurumsal parçalanmayı hızlandıracaktır(merkezden yerele ve makrodan mikroya kırılmalar artacak).
İçerde makro açıdan çatışmacı 4 Kutuplu Siyaset
Ulusalcılar, “ ABD kendi halkını korumalı, dışarıya kaynak aktarmamalı ” derken; Küreselciler de ; “ABD’nin gücü küresel ağlar üzerinden devam eder ” diyorlar. 2026 seçimleri, makro açıdan bu iki vizyonun açık savaş alanına dönüşecek gibi.
Bu 2 grup, genel olarak eğitim, kürtaj, LGBTQ hakları, iklim yasaları gibi konularda değerler ve ideolojiler üzerinden ciddi bir iç savaş yaşayacak”.
Sanırım 2026’dan itibaren bazı eyaletler güçlü bir şekilde “kendi para birimi”, “yerel güvenlik gücü”, “enerji ve iklim yasalarında bağımsızlık” taleplerini gündeme getirecek.
Bu durum, ABD’nin konfederal bir yapıya kaymasının ilk somut adımları olacak.
Özellikle Teksas, Florida, Arizona ve Tennessee gibi eyaletlerde; federal vergiye başkaldırı, göçmen krizine karşı eyalet kolluk inisiyatifi ve iklim politikalarında kendi yolunu çizme gibi özerklik söylemleri artacak
Muhtemelen ilk kez bu seçim döneminde(dünya konjonktürü ve dinamikleri sebebiyle de) bu iki kuşak arasında ABD tarihinde ilk kez bir nesil temelli siyasal kırılmalar yaşanacak. Dijital kuşak “teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı” politikaları zorlarken, analog-eski nesil bunlara sıcak ve öncelikli bakmayacak.
Sonuçta, bu dört fay hattı, ABD’yi sadece politik olarak değil; kültürel, ekonomik ve şuur düzleminde ikiye (hatta dörde) bölecek. Bu seçim, bundan sonra ABD’de klasik 2 kutuplu partili siyasetten, çok kutuplu, parçalı bir ABD siyasetinin başlangıcını getirecek
Sonuçta; ABD’de 2026 Ara Seçimleri, ABD’nin dünyada eko-stratejik olarak “ dolar ve silah üzerinden kurduğu dünya imparatorluğunu” çatırdatacak. 2026 seçimleri ile ABD devleti içindeki gizli ağların (derin yapı, istihbarat, silah kartelleri, vs) kamuoyu nezdinde daha görünür hâle gelecek, ötesinde ABD halkı ilk kez topluca ‘devlete güvenmeme’ halini sistematik olarak yaşamaya başlayacak.
Bütün bu dinamikler, doların rezerv para konumu sarsılmaya başlayacak, merkez bankası sistemine olan güven yerel eyaletlerde bile sorgulanacak. Paralel ve eşzamanlı olarak ta altına dayalı alternatif para blokları (ör. BRICS) bu dönemde hızla küresel olarak gündeme gelecek ve çekim alanı kazanacak.
ABD içinde bazı eyaletlerin “altına dayalı dijital token” gibi alternatif denemeleri desteklemesi bile muhtemeldir. Muhtemelen 2026’dan itibaren, devlet dışı kurtarıcı figür arayışı artacak. Elon Musk gibi teknoloji-mesih figürleri, halkın yönelimiyle daha politik hâle gelecek. Musk’ın etkisi artık sadece ekonomik ve teknolojik değil; politik bir manyetik alan oluşturacak.
Peki ABD’de bunların ortaya çıkması halinde global-eko politik/stratejik olarak neler olacak?
Bu aslında ABD sonrası yalnızca bir devletin çöküşü değil, bu ayni zamanda bir sistemin, yani Bretton Woods sonrası kurulan finansal düzenin çözülmesidir.
Çünkü bu düzenin temelinde;
Ancak bu sistemin çökmesiyle, sadece ABD değil; bu sisteme bağımlı tüm ülkelerde (özellikle gelişmekte olanlarda) bir “ değer erozyonuna/fiyat-değer kavramının/algısının yıkılmasına ” neden olacaktır. Ve doların çöküşü sonrası; “ altın tekrar değerin sabitleyici unsuru” haline gelecek ve bu sefer sadece fiziksel değil, ayni zamanda sayısallaştırılmış (tokenize edilmiş) altın ve dijital altın destekli para birimleri (ör. BRICS Coin) devreye girecek. Bu zorunlu değişim-dönüşüm, insanlığın-medeniyetin “ değer algısını da ” yeniden programlayacaktır.
Ben buna “altının intikamı” diyorum zaten; ALTIN, “ şu anki dolar ve dolara bağlı finansal sistemin karşılıksız güven oyununa en güçlü itirazdır aslında. ” Doların egemenliği 2027 sonrası hızla çökerken, muhtemelen yeni para sisteminde “çok kutuplu – fiziksel dayanaklı – dijital kontrollü” hibrit yapılar öne çıkacak( örneğin BRICS+ Altın Destekli Dijital Para/BDDP)
ABD’nin/Doların Alacağı Darbeden Sonra Makro Bazı Jeo-Politik/Stratejik Gelişmeler Neler Olabilir?
ABD’deki çözülme yalnızca ülke içi bir sorun değil, özellikle 2.Dünya Savaşından sonra kurulan küresel düzende/güç mimarisinde domino etkisi yaratacak eşzamanlı bir kırılma/dışsallıklar yaratacak. Bu kırılmanın yansımalarını, hem global jeopolitik düzlemde hem de ülkeler bazında hayatın bir çok alanında yaşayacağız.
ALTINA KAÇIŞ (ALTININ İNTİKAMI) BAŞLAYACAK
Haliyle, dünya gümbür gümbür KUSURSUZ KÜRESEL FIRTINA ‘ya doğru ilerlerken ALTINA KAÇIŞ başlayacak ve altın kısa süreli-dönemsel sert artışlarla sürekli bir artış eğiliminde olacak. Öngörüm (resim/grafik) ; 2026 sonunda $5.000 – $6.500 bandında, 2027–2028’lerde $10.000 – $15.000 bandına tırmanmasıdır. 2028’lerden itibaren de dolar ve dolara bağlı finansal sistemde ortaya çıkacak hasarla(mevcut ABD Federal yapısının çökmesine paralel) 2030’larda 100 bin dolara kadar tırmanacak.
ABD’nin bu iç çöküşü ve Avrupa’daki finansal depremlerle haliyle küresel güven tamamen altın merkezli olacak. Ve yeni küresel para sisteminde yeniden altın sabitleme katsayısı belirlenecek. Tahminim altın fiyatı 1 ons = $100.000 seviyesine kadar çıktıktan sonra fiyat oynaklığı azalacak, bu seviyede artık yeni küresel değer ölçüsü ve rezerv sistemin ana referansı (iklim krizinden dolayı altın + yeşil varlıklardan oluşacak yeni para sistemi) haline gelecek.
