Canlı ve Cansızların TESLİMİYET’inin Ortak Ritmi= ALFA MODU

ALFA MODU’na Geçmek İçinde Lineerden Döngüsele(Basalia) Geçmek Lazım.

 

Dünyanın ilk ve tek Döngüsel Teknolojisi olan Basalia keşfinin sahibi bilim insanı Ahmet Hocamı tanıdığım ilk günden beri hep “  bütüncül ve döngüsel kainattan bahseder ” ve canlı-cansız her zerreye elementler seviyesinden bütünsel bir ilişki içerisinde bakar. Onun için canlı-cansız ayırımı zaten yoktur; hatta onun tabiri ile yolda giderken “ taşa, toprağa, mikroorganizmalara, bitkilere, ota-çöpe, tavuğa-kediye-köpeğe selam vereceksin ve onlara benden(kişinin yaptıklarından) razı mısın diye soracaksın der(Yaratanın yarattığı varlıklara saygı) ”.Tabii ki bu bakışının arkasında, uzun yıllar içerisinde benim de şahsen yoğrulduğum-harmanlandığım devasa DÖNGÜSEL bir KAİNAT Bilimi ve felsefesi var(Basalia).

 

 

Bildiğiniz gibi, yakın zamanda da genç bir Türk bilim adamı, ilk kez inorganik yapıdan organik yapıya geçişin ip uçlarını buldu(yani bir bakıma cansızlıktan canlılığa geçişi),muhtemelen insanlık geldiğimiz aşamada Ahmet Hocamın 36 yıl önce ortaya koyduğu tüm varlıkların birlik bilinci(ecmain) ile döngüsel ve bütüncül kainat felsefesine dayalı bir birini tamamlayan canlı-cansız ilişkisini daha iyi anlamaya başlayacak.

 

 

Peki madem canlı ve cansızlar kainatta bir bütün içerisinde etkileşimli bir ilişki içerisindedir; o vakit canlılarla (atomik hücresel yapılar) -cansızların (ki bunlara uzaysal kozmik yapılar deniyor) optimum iletişim seviyesi var mı? Yani canlı ve cansızların karşılıklı-etkileşimli helezonik titreşim/frekans seviyesi var mı?

 

 

Ve eğer böyle bir seviye varsa; o zaman pek tabii ki bu seviyeye canlı-cansızların TEVHİD bilincinde bütüncül TESLİMİYET’i de denebilir. Yani, tüm canlı ve cansızların ALLAH SİSTEMİNDE maksimum tekamülü(bir bakıma maddeye-elementlere ALLAH’ın kodlanması)  ile eş uyumda birlikte helezonik olarak titreşmesi. Ki, bu titreşim seviyesi artık sonsuz TESLİMİYET AŞKI’nı ifade eder.

 

 

İkra ve sentezlerime göre bu seviye ALFA modu, titreşim seviyesidir. Çünkü, doğa, insan olmaksızın “cansızlar(taş-toprak), mikroorganizmalar, bitkiler ve hayvanlardan oluşan döngüsel birlikteliğinde ALFA modunda titreşmektedir. Bu TESLİMİYET AŞK’ına dayalı titreşimi ne yazık insanoğlu, birlik bilincinden(ECMAİN) saptığında bozmakta ve haliyle o muhteşem harmoni bozulduğu için de hem topyekün eko-sistem bozulmakta, hem de sorumlusu insan bozulmakta.

 

 

Yani, kısaca ve kestirmeden söyleyeyim;  ALFA modunda olmayan bir insan , asla iyi/erdemli insan(tutarlı ve istikrarlı) olamaz. Beynindeki nöron örüntü ağından(beta modu) çıkan düşünceler ve ona enerji olarak yüklenen biyo-kimyasal enzimler, onu ancak ta hayatta kalma kodu ile hareket ettiren stresli,kaygılı,korkulu, endişeli ve bencil davranışlara sürükler(ki bunların çoğunun sebebi de madde tatminsizliğine dayalıdır).

 

….Kuran, biz yer yüzü ile gökyüzü arasında döngüsel bir düzen, nizam ve denge kurduk diyor. Tam da Kuran’ın söylediği gibi, Schumann Rezonansı’da  yer yüzü ile iyonosfer tabakası arasındaki boşluğun optimum titreşiminin 7.83 HERTZ olduğunu bize ispatlamıştır. Ve ne hikmet ve ilginçtir ki; insan beyninin optimum(sonsuzluk ve dipsiz huzur hissi) ALFA dalgasının titreşimi/frekansı da 7.83 HERTZ seviyesinde olduğu ispatlanmıştır.

 

 

Yani, çok açık bir şekilde dünyamızı ve içerisinde döngüsel tamamlayıcı bir ilişki içerisinde olan mikroorganizmalar-bitkiler-hayvanlar ve elementlerden oluşan cansızların ortak nabzı ( aksi halde bu ritme uymayan canlı eko-sistemde barınamazdı/yaşamazdı ) ile insanın nabzı aynıdır aslında. Çünkü, tüm canlı ve cansızlar ortak elementlerden oluşuyor ve canlı ve cansız maddenin oluştuğu (varlık) yerde otomatik olarak karşılıklı-etkileşimli manyetik alan oluşur zaten.

 

 

Ve yukarıda belirttiğim gibi, tekamül de bilinç yükselişi yaşayan(düşünce yapısının değişimi ile) kişinin nöron örüntü ağları ve yapısının titreşiminin/frekansının “ ALFA MODUNDA” olduğu da artık ispatlanmıştır.

 

 

Ve bu seviyede titreşime, rezonansa girip helezonik titreşim yapan beyin yapısı da “ haliyle ve beklendiği gibi BİRLİK BİLİNCİNE/ECMAİN’e” ulaşmaktadır.

 

 

Artık ALFA modunda titreşime giren(yani kainatla birlik bilinci seviyesinde ilişki içerisinde olan) kişi TESLİMİYET hissi ile huzur dolar, olana-bitene gülümseyerek bakar ,çünkü artık tekamülde de “şahitlik müessesi” aşamasına yaklaşmıştır ve akıştadır. Ve artık, Allah sisteminde yaratılanlara büyük bir saygı ve sevgi ile bakar ve gülümser.

 

 

Peki niye tüm cansızlar(taş-toprak),mikroorganizmalar,bitkiler,hayvanlar birlik bilincinde ALFA modunda helezonik titreşimde döngüsel olarak yaşarken, insanoğlu(çoğunluğu) bunu bozuyor ve bu seviyede titreşime dahil olamıyor?

 

 

Ne yazık, insanoğlu üretimini-tüketimini lineer olarak algıladığı(üzerine inşa ettiği medeniyet) ve alıştığı “ madde aşkı bozuyor/yani yeterince tatmin olamadığı konu  “. Bu yanlış ve sakat algı ve alışkanlıkta onu “ biz ” değil, “ ben(cil) ” yapıyor ve haliyle “ BİRLİK BİLİNCİ/ECMAİN”den sapıyor…

 

 

Peki insanoğlunun madde aşkının tatmin edilmesi ve doğa ile ayni ritimde titreşmesi(Ecmain olması) mümkün mü?

 

 

İnsanoğlunun madde aşkının tatmin edilmesi ve doğa ile ayni ritimde titreşmesi(ALFA MODU) için,  üretim-tüketim modelini stokçu lineer bakışla değil, sonsuz akım yönlü DÖNGÜSEL olarak kurgulaması lazım. Ki, bu da ancak ve ancak BASALİA ile mümkündür…

 

 

Bu felsefik bakış açısına göre Basalia ile kurgulamaya çalıştığımız, yeni bir dünya (umut) DÖNGÜSEL MEDENİYET hedefimizi anlatmaya devam edeceğiz.

 

 

Basalia’nın babasına ,tüm canlılar adına minnet borcumuzla Ecmain diyelim..

Prev PostDÖNGÜSEL MEDENİYET : YENİ EKONOMİ ve KURALLARI : Dev bir YAPICI YIKIM DALGASI Geliyor
Next PostDöngüsel Olmayan, Sürdürülebilir Olamaz. Döngüsellik ise Topraktan, yani Bitkinin Kökü ile Mikroorganizmaların İlişkisini Yeniden Kurmakla Başlar.

Leave a reply