Fonksiyonel Gıda, Geleceğin Beslenmesinde Çok Önemli Olacak
İçinde bulunduğumuz yüzyılda insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sınavlardan biri “Gıda/Açlık” olacaktır. Gıda, ayni zamanda yeni nesil etkili ve sağlıklı beslenme ile de ilgili bir konudur.
Gıda/Açlık sorunu ile ilgili birbirini besleyen en önemli sıkıntılar;
-İklim krizi tarımsal verimi düşürüyor.
-Kuraklık ve su kıtlığı her geçen yıl daha geniş bölgeleri etkiliyor.
-Toprak kirliliği ve erozyon ekilebilir arazileri daraltıyor.
-Göçler ve sosyo-ekonomik krizler gıda-tedarik zincirlerini kırılgan hale getiriyor.
Bugün tartışılan konu ,artık yalnızca “ yeterince gıda üretmek” değil; ayni zamanda “ İnsanlık nasıl daha sağlıklı, dayanıklı ve sürdürülebilir beslenebilir?” konusudur.
İşte bu sorunun direkt ve indirekt cevabı/adresi de geleceğin en önemli sektörlerinden olan “ Fonksiyonel Gıda Sektörüdür”. Artık, özellikle etkisini/hasarını en fazla hissedeceğimiz 2025-2035 lineer medeniye dayalı küresel kapitalist sistemin küresel kusursuz fırtına ile çökeceği bu dönemde ve eşzamanlı bu dönemde etkisini artıracak olan özellikle iklim değişikliği sebebiyle , gıda sorununu çözmek için sadece daha verimli-temiz tarım(temiz ve verimli toprak dahil) ve hayvancılık yapmak ASLA tek başına yeterli olmayacaktır.
Bizce, önümüzdeki yıllarda tarımsal üretim sonrası “bitki madenciliği” olarak tanımladığımız “ Fonksiyonel Gıda Sektöründe de yeni paradigma değişimleri ve açılımları ile BİTKİLERDEN (tahıl, sebze-meyve vs) ve Tarımsal Atıklardan YÜKSEK BESİN DEĞERLİ/FAYDALI FONKSİYONEL GIDALAR üretmek çok kritik ve çok önemli olacaktır.
Gelecekte Fonksiyonel Gıdaların Rolü: Marjinal Değil, Stratejik Olacak
Fonksiyonel gıdalar, yalnızca “karın doyurmaz”; aynı zamanda:
– Bağışıklığı güçlendirir (hastalık direncini artırır),
– Hücre yenilenmesini destekler (anti-aging,uzun yaşam, iyileşme),
– Zihinsel-bedensel performansı artırır (adaptogenler, nörofonksiyonel katkılar),
– Az miktarla- ihtiyaç olan yüksek besin yoğunluğu sağlanır (kriz zamanında kritik avantaj).
Dolayısıyla Fonksiyonel Gıdalar, kriz dönemlerinde kalori açığını(kısmen açlık krizini çözme) kapatmaktan çok, dirençli(sağlıklı) toplum yaratma işlevi de görür. Ve kanımca marjinal değildir; bundan sonra içine gireceğimiz sistemsel ve iklim krizi döneminde kaçınılmaz olarak yaşanacak gıda krizi için de “tamamlayıcı ve stratejik bir dayanaktır”.
Mevcut Konvansiyonel Fonksiyonel Gıda Yöntemlerinin Çıkmazı
Bugüne kadar fonksiyonel gıda üretiminde kullanılan yöntemler, ağırlıklı olarak tek veya sentetik enzimlere, kimyasal çözücülere ve yüksek enerji tüketimine dayalıydı. Bu model, kısa vadede verimsiz dahi olsa üretim sağlasa da, uzun vadede ciddi sorunlar yaratıyor:
Bilimsel/Mühendislik Sınırlılıkları Var :
Ekonomik Kısıtları Var:
Çoğunlukla Çevresel ve Regülasyonel Sorunları Yaşanıyor
Sonuç olarak, konvansiyonel yöntemler fonksiyonel gıdayı “ yüksek maliyet – düşük verim – çevresel-sağlık risk ” üçgenine sıkıştırıyor. Kısaca konvansiyonel yöntemler, çoğu zaman maliyetli, düşük verimli, bol kimyasal atıklı, yüksek enerjiye dayalı sürdürülemez modellerdir.
Basalia ile Fonksiyonel Gıda da YENİ PARADİGMA/Devrim
Döngüsel Basalia Teknolojisi ise Fonksiyonel Gıda Sektörüne yeni bir paradigma getiriyor.
Özetle; Basalia’nın çoklu enzim repertuarı, çözücüsüz ekstraksiyon ve düşük enerji tüketimi yaklaşımı, fonksiyonel gıda sektörünün konvansiyonel yöntemlere dayalı çıkmazlarını kökten değiştiriyor ve “ daha yüksek verim (biyoaktif artışı), daha düşük maliyet (enerji/kimyasal tasarrufu) ve “ Clean label” uyumlu, sürdürülebilir üretim sunuyor.
Makro açıdan ilk etapta Basalia’nın Fonksiyonel Gıda’da devrim yaratabileceğini öngördüğümüz 8 temel kategori şunlardır:
1- Bitki bazlı ve alternatif proteinler
2- Fonksiyonel biyoaktif ekstraktlar
3- Fermente gıdalar ve probiyotikler
4- Fonksiyonel içecekler ve eliksirler
5- Sağlık amaçlı takviyeler
6- Doğal gıda katkıları
7- Gıda atıklarının fonksiyonel değere dönüşümü
8 – Fonksiyonel su / enerji-su
Bu kategorilerin her biri, geleceğin daha sağlıklı beslenme hedefinde ve özellikle gıda krizlerinde “ az kaynakla daha yüksek fonksiyonel değer üretmenin anahtarlarıdır.”
Gelecekteki Gıda Sektörü; “ Az ile Çok Fonksiyon/Verimlilik Yaratma Üzerin Kurulacaktır ”
Yakın gelecekte gerek bilinç dönüşümü(özellikle yeni nesil sağlık-beslenme kültürü), gerekse iklim krizi/sosyo-ekonomik kriz nedeniyle “ Fonksiyonel Gıda”; aslında insanlığın yaşam biçiminde de zorunlu bir dönüşümü getirecek. Daha az toprak ve daha az suyla üretim,
Emin olun ki, bu yaklaşım, krizlerin içinde “yeni bir gıda felsefesi” doğuracaktır. İnsanlık artık “ne kadar yediğiyle” değil, “yediğinin ne kadar fonksiyonel olduğu” ile ayakta kalacaktır.
Yakın gelecekte yeni nesil beslenme de “ proteinler hayvansal gıdalardan değil, direkt bitkilerden alınacaktır ”, hatta insanlar daha fotonik (ışık-bitki) tabanlı alkali beslenecektir. İşte o zaman “ FONKSİYONEL GIDA” nın önemi çok daha büyük olacaktır.
Son tahlilde, Fonksiyonel Gıda, aslında bugünler de algılandığı ve görüldüğü üzere “lüks veya niş ” marjinal bir trend değildir; yakın gelecekte emin olun ki “ küresel gıda krizine karşı stratejik bir çıkış kapısı olacaktır ”. Ötesinde yeni nesil için fotonik-alkali temelli doğru beslenmenin de en doğru adresi olacaktır.
İşte Basalia ile bilim, teknoloji ve döngüsel ekonomi birleştiğinde, Fonksiyonel Gıda sektöründe de hem insan sağlığını koruyan, hem de sürdürülebilirliği destekleyen yepyeni bir paradigma ortaya çıkmaktadır.
Hiç şüpheniz olmasın ki; bugün Fonksiyonel Gıdaya yatırım yapan ülkeler, şirketler ve şehirler; yakın gelecekte yaşanacak Global Collapse ve İklim Felaketlerinde kısmen ayakta kalabilecek ve sonrasında da en sağlıklı toplum, güçlü ekonomi ve dirençli medeniyeti kurabilecektir.