3.kitabım ” Yeni Bir Dünya : Döngüsel Medeniyet” ten kristalize notlar

Nasıl bir Kozmik/İlahi Sistemin parçasıyız?

İnsan dünyaya niye geliyor ? Amaç ne ?

 

Hayatım boyunca , “ amaçsız ve anlamsız yaşamaktansa ölmeyi yeğlerim” felsefesi ile yürüdüm, bu yüzden de küçük yaştan itibaren bütüne dair hep meraklı oldum ve öğrenmeye/anlamaya çalıştım. Bu öğrenme ve anlama yolculuğumda da karşıma “ ortam/mekan, olay/olgu ve varlık(insan) ” olarak ta güzel tevafuklar” çıktı ve bu kesişmeler sayesinde de madde ve madde ötesini varoluş ve hakikat penceresinden sentezleme/yorumlama imkanım oluştu.


İşte bu bağlamda ,geldiğim tekamül seviyesine göre “ Nasıl bir Kozmik/İlahi Sistemin parçasıyız? İnsan dünyaya niye geliyor? Amaç ne? “ kapsamında yaptığım son kristalize tespit.   


19.Boyuttan Geliyoruz

 

Kuran’da Müdessir Suresinde “ üzerinde 19 var ve şüphesiz biz onu koruyacağız ” diye bir mesaj/ayet var. Anladığınızda/idrak ettiğinizde hem gülümseyeceğiniz(hiçlik ve nötr bilinçle), hem de teslim olacağınız mucizevi bir hakikat. “19”, hem Kuran’ın korunması için matematiksel yazılım şifresini, hem de materyal dünyaya geldiğimiz boyut seviyesini/aşamasını anlatır.  


İnsan, alt sonsuzdan üst sonsuza kadar Rahim(1-7)-Rab(8-9-10)-Rahim(11-19) alemlerinden oluşan, holistik,holografik,çoklu alemli, matriks temelli akıllı tasarım portakal dilimine benzeyen Kürz/Gürz (ki Kuran’daki Ayetül Kürsü süresinin mesajı budur) kozmik sisteminin 19.boyutundan dünyaya gelmiştir ve 3.ve 4 (ahiret/çözülüm)boyutları birlikte yaşamaktadır.3.boyut fiziki dünyadır, 4.boyutu ise rüyalarımızda, meditasyon ve dualarımızda yaşıyoruz, deneyimliyoruz.


3 Bedenden Oluşuyoruz

 

Fiziki/et beden(beşer), aura(7 enerji alanımız olan çakralarımızın oluşturduğu manyetik alanımız) ve kozmik bedenlerden(19 boyutlu) oluşan İnsan(şuur/bilinç), bu ilahi kozmik sistemde, birlik bilincine(Ecmain) ve yaratma(düşündüğünü gerçekleştirme/kün ve yekun) gücüne erişme hedefiyle (ki bu yüksek frekans ve titreşim seviyelerinde olur)nurun tamamlanmasına cüzzi ve külli iradesiyle hem yetişme, hem de sınav olarak katkıda bulunmaktadır.


Aslında, çok basit olarak felsefik olarak insanın tekamül hedefi, “ varoluşu(felsefe ve bilimle) sorgulayarak zamana ve mekana dair göreli gerçekleri toplayıp, içselleştirerek zamansız ve mekânsız mutlak bilince, yani HAKİKATE erişmektir”.


Birlik Bilinci(ECMAİN)

 

Birlik bilincinin(Ecmain) hedefi de; içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisini dürecek olan karadelikten çıktıktan sonra, yeniden daha üst titreşim ve frekans mekan bantlarında ortaya çıkacak olan ve görece daha yüksek bir elektro manyetik alanda yeni bir materyal(enerjinin yeniden maddeye dönüşerek) yaşam ortamında hayat bulmaktır(üst sonsuzluk). O yüzden zaten,  ortak elementlerden oluşan tüm canlı(mikroorganizmalar-bitkiler-hayvanlar-insanlar) ve cansız varlıklar(taş-toprak vs) hep birlikte “birlik bilinci” ile tekamül ediyoruz.  


Birlik bilinci(ECMAİN), bir bakıma da insanın liderliğinde ve sorumluluğunda tüm canlı ve cansız maddelere/ortama Allah’ı kodlamaktır/tekamül ettirmektir aslında. Ki, bu felsefik olarak ta ayni zamanda tüm canlı ve cansız varlıkların varoluş misyonlarına göre Allah’ın 99 esmasını kendinde açığa çıkarmasıdır….    


99 Esma ve Yansımaları


Allah sisteminde tüm canlı ve cansız varlıkların “durum, hal ve sıfat ” olarak kendini tanımladığı toplamda 99 esma var. Ve Allah sistemi, sadece kendisine “ ilim-irade(kudret)-sorumluluk” verilen halifesi insana 99 esma vermiştir. Heplik(Rahim boyutlarında) alanında bunlar insanda “celali(kısmen negatif diyebiliriz) ve cemali(pozitif) esmalar” olarak yer alır.

Tek’den Hepliğe geçiş ve sonrasında Heplikten Hiçlik bilincine tekamül yolculuğumuzda bu esmaları “ düalite olarak yaşarız ve algılarız ”. İnsanın tekamülünde hedef, sahip olduğu idrak ve özgür tercihe dayalı iradesiyle, tüm materyal yaşamları boyunca (ki minumum 7 kez dünyaya gelmekte) önüne çıkan “ ortam, olay/olgu ve varlık” niteliğindeki yansımalara yüksek beklenti ve arzularıyla “ negatif-pozitif-nötr” düşünce ve duygularıyla tepki vermesidir. 


Tekamülde(sınav ve gelişim) amaç, başlangıçta negatif-pozitif olarak başlayarak, sonrasında pozitife dönerek esasında “ ortam, olay, varlık” olarak karşısına çıkanlara “ nötr pozisyonda “ bir tepki vermesi, kısaca seyirci pozisyonda(tasavvufta şahitlik müessesi) gülümsemesi ve hiçlik bilincine ulaşmasıdır.


Nötr ve hiçlik bilincine erişen bir insan, zaten tüm esmaları(titreşim ve frekansları) en az 7 yaşam sürecinde(ki karma da buna denir) doyumlamış demektir. Ve bu doyum/bilgi de hücrelerine kadar sinmiştir ve artık hücreleriyle kozmik bedeni arasındaki(ki bu bağı da perisperi/gümüş kordon sağlar) titreşim ve frekansı ayni bant hızlarında dönmektedir. Bu tekamül seviyesine gelen insan, bedensiz seyahat edebilir ve seyahat ettiği yerde bedenli de görünebilir.


Dualite Kapsamında Tecrübe ile Deneyimlemek


Son tahlilde, insan esmaları tecrübe ve bilgi ile idrak eder ve içselleştirir. Genelde, tüm esmaları da “ düalite/karşıtı ile tecrübe ve idrak eder” . Her esmayı(pozitif veya negatif) karşıtı ile deneyimler/öğrenir ve doyuma ulaşır.


İlginçtir, bilgilenme(bilgi-bilinç-idrak ) yerine tecrübe ile idrak ettiği cemali esmaları (pozitif) da genelde “ acı /karşıtı ile deneyimler ”. Kısaca canı yanar, kayıp yaşar, acı çeker ve öğrenir. Ki, “ kıymet, değer bilmek, tevekkül, tamah, şükür ve genelde de salih amel temelli tüm iyi, doğru, güzel vs” gibi kavramları da bazen böyle acı tecrübelerin sonunda öğrenir ve o esma ile ilgili de doyuma ulaşır ”.  


Ecmain ))

Prev PostDÖNGÜSEL Olmayan, Sürdürülebilir OLAMAZ; dolayısıyla, sürdürülebilirlik kavramı yerine DÖNGÜSELLİK olmalı
Next PostDÖNGÜSEL MEDENİYET : YENİ EKONOMİ ve KURALLARI : Dev bir YAPICI YIKIM DALGASI Geliyor

Leave a reply