Kozmik Sistemle ilgili önceki makalenin devamıdır….
Önceki makaleden :
Her mikro sistem/varlık (insan), kendi evrim/tekâmül seviyesi, niyeti ve çabası doğrultusunda ilgili makro sistem ile rezonansa girer. Bu rezonans, mikro sistemin frekans kapasitesi ve titreşim seviyesiyle uyumlu bir makro planla “benzer benzeri çeker” yasası üzerinden kurulan bir temastır. Sistem, bütünüyle özgür tercih ilkesine göre işler. Her mikro bilinç, özdeş makrosu ile “ birleme yapmak “ ister.
Tıpkı bir radyo anteni gibi, her varlık ancak kendi titreşim seviyesiyle uyumlu kozmik frekansları alabilir. Tasavvufun “Kendini bilen Rabbini bilir” sözü, Hermetik geleneğin “Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır” ilkesi, ve Kur’an’ın “Bismillahirrahmanirrahim” ifadesi (Rahman ve Rahim adına diye başlayan); hepsi, aslında mikro sistemin (insan) kendi makro planıyla olan rezonansını/birlemesini anlatır.
Öncekinin devamı makale (2)
Dünyadaki tüm varlıklar (elementler,mikroorganizmalar,bitkiler,hayvanlar dahil) ama özellikle de dünyada sorumluluğu olan insanlar(Kuran’da halife olarak atanan), düşünce, his ve duygularından açığa çıkan enerjiler yoluyla manyetik alan üretirler.
Bu enerji alanı, içinde barındırdığı titreşim/frekans düzeyine göre, evrensel tekâmül planlarının belirli bir katmanıyla rezonansa girer. Çünkü, kozmik sistemdeki her makro plan, kendini dünya mikro planında gösterir(çünkü kozmik sistemde tüm unsurlar dünyada temsil ediliyor, oyun sahasıdır), sunar, temas eder, işbirliği yapar.
Ve bu kozmik rezonans yasası gereği, bu frekansa denk düşen makro planlardaki varlıklarla karşılıklı bir etkileşim ve bağlantı başlar. Diğer bir ifadeyle, benzer benzeri çeker ilkesi işlemeye başlar.Tıpkı, ne yersen osun gibi, ne düşünürsen(duyguya/enerjiye dönüştüğü takdirde o makro planla temastasın/ O ‘sun yani,antenlerin oraya bağlanıyor )
Eğer bir insan, sacece düşünce(mantık) düzeyinde kalır, kalbi (sezgi/şefkat merkezli bilinç) açılmaz ve zihinsel süzgeçlerle sınırlı bir algı içinde yaşarsa, o zaman bu insan “çift kutupluluk yasası gereği Negatif rezonans alanlarına bağlanır ”.
Ve bu kozmik sistemde curcuna veya heplik planı/boyutu olarak bilenen RAHİM MAKRO Planıdır, YİN(çin), CEBERRUT alemidir.Ki, daha çok bu makro plan hattı “ KENDİNE HİZMET aşamasındaki beşerdir(henüz insan değil). Tıpkı, hakiki kozmik yapıda elementten başlayarak mikroorganizma,sonrasında bitki, hayvana ve beşere dönüşen varlıkların içgüdüsel ilk tepkileri/esmaları( kalp çakrasına kadar olan kök-çakral -solar çakralarının enerjileri).
Bu esmalar ve düşünceler-enerjiler, Samanyolunda özellikle Orion hattı(eksi kutbu) olarak bilinen ve düşük frekanslı planlarla ilişkili boyutlarda gerçekleşir, çünkü Hakiki Kozmik Yapıda henüz eksi sonsuzdan artı sonsuza uzanan evrimleşme/gelişme planlarında olan 1-7.boyut arasındaki tüm varlıkların tekamül/evrim/düşünce-enerji düzeyleri budur ve RAHİM dışına çıkana kadar bu karşılıklı sinerji ve bağlanma(rezonans) devam eder, ta ki kişi kalp çakrasını tam olarak çalıştırıp BENLİK’ten çıkana kadar(aşağıda ortaya koyduğum kişi duygu-düşüncelerinden arınana ,saflaşana kadar).
Orion hattındaki( makroları bu hatta konumlanan diğer yıldız sistemleri/galaksiler/kozmik yapılar) bu negatif rezonans hatlarındaki tüm varlıklar (ki KENDİNE HİZMET aşamasındaki varlıklardır ve kalp çakrası aktif değildir, sağ-sol lob entegre-köprü nöronları tıkalıdır, çalışmıyor), henüz BÜTÜNE HİZMET (birlik bilinci yüksek) aşamasında değildir , kendine HİZMET makro planında (Rahim) kalp çakrasına kadar olan içgüdülerle, düşüncelerle ve duygularla(düşüncenin enerjiye dönüşmesi) yaşarlar ve haliyle her mikro makrosu ile sinerjik ilişki içindedir .Ta ki, insanın gerçeği olan “ ŞUURU-BİLİNCİ(Ruh deniliyor), bedenini/nefsini cihadla yenene kadar.
Peki hangi mikro dünya planında hangi düşünce ve duygular insanları makro RAHİM/YİN/CEBERRUT hattında/planında (curcuna,dualite,heplik,) tutar, hapseder, çıkamaz? Aşağıda ortaya koyduğum bu 5 düşünce-duygu(enerjiye dönüşmüş) insanları, makro planda düşük frekanslı şuursal varlıkların beslendiği ve insanlarla etkileşim kurduğu enerji alanlarında tutar ve besler;çünkü makro planda o varlıklarda henüz evrimleşmelerini tamamlayamadıkları için bu düşünce-enerjilerden besleniyorlar..
İşte insanoğlunu RAHİM hattında tutan 5 negatif rezonans(düşünce-duygu alanı) çemberi;
İşte insanın dünyada esas cihadı bu 5’liye karşıdır aslında. Bu beşli negatif rezonans çemberi, Orion hattından enkarne olmuş veya bu hatla temas kurmuş varlıkların insanlık alanında etkide bulunduğu başlıca frekans kalıplarıdır.
Çünkü, henüz Rahman boyutuna geçemeyen bu varlıklar(kolaycı,inatçı bilinçler diyelim), varlıklarının devamını/çoğalmasını bu negatif enerjilerden alırlar. Çünkü, çift kutupluluk(dualite) yasası gereği böyle düşünürler. Buradaki varlıklar, madde/dünya obsesyonunda takılı kalanlardır.
İşte, insan, kalbini açtığında ve sezgisel bilinci aktive ettiğinde, bu düşük negatif rezonans alanlarından(Rahim/Yin/Ceberrut/Kendine Hizmet) kurtulmaya başlar. Kalp merkezli bir yaşam, insanı daha yüksek frekanslı ve pozitif makro planlarla – özellikle Rahman Planı ile – uyumlu hâle getirir. Böylece insan, evrensel tekâmül yolculuğunda daha yüksek bilinç varlıklarıyla/makro planlarıyla(YANG/Kuran’da melekut ) rezonansa girerek kendi şuurunu genişletme fırsatı bulur.
Peki, en büyük SEVAP/evrim/tekamül/performans getirisi nedir biliyor musunuz?
İşte, dünyada bu düşük enerji frekanslı alanda madde obsesyonuna takılı kalmış insanlara yardım etmek. Bu bazen bilgi(farkındalık-aydınlanma) ile olur, bazen iyilikle, bazen de sert bir tokatla, acıyla, bedelle olur.
