Her mikro sistem/varlık (insan), kendi evrim/tekâmül seviyesi, niyeti ve çabası doğrultusunda ilgili makro sistem ile rezonansa girer. Bu rezonans, mikro sistemin frekans kapasitesi ve titreşim seviyesiyle uyumlu bir makro planla “benzer benzeri çeker” yasası üzerinden kurulan bir temastır. Sistem, bütünüyle özgür tercih ilkesine göre işler. Her mikro bilinç, özdeş makrosu ile “ birleme yapmak “ ister.
Tıpkı bir radyo anteni gibi, her varlık ancak kendi titreşim seviyesiyle uyumlu kozmik frekansları alabilir. Yüksek frekanslı bir radyoya/vericiye bağlanmakta, ancak insan zihninin ve kalbinin birlikte çalıştığı bir senkronizasyonla mümkün olabilir.
Rahman ve Rahim Makro Planları
Bildiğiniz üzere Kuran’da Müdessir Suresinde “ üzerinde 19 var” ayeti vardır, 19 boyutlu matrik sistemi anlatır ve 19.kattan kozmik bilginin indiğini/geldiğini anlatır aslında. “BismillahirRahmanirRahim” ifadesiyle de, evrensel olarak iki ana makro planın varlığına işaret edilir:
Bu boyutlar/planlar, varlığın element → bitki → hayvan → beşer zinciriyle evrildiği mekânlardır/frekans aralıklarıdır. Ve Kozmik Matrikste, Samanyolu’nun Orion(eksi kutubu) olan dikey hatta(en üstte Gürz’e kadar) mekanlar ve varlıklar bu koordinatlarda konumlanır.
Bu rezonans, beyin nöronlarının kristalize olmasıyla mümkün hale gelir. Ve Kozmik Matrikste, Samanyolu’nun Sirus (artı kutubu) olan dikey hatta(en üstte Gürz’e kadar) mekanlar ve varlıklar bu koordinatlarda konumlanır.
Beşer’likten İnsanlığa Geçiş – Zihin ve Kalp Senkronizasyonu
Beşer, kalp çakrası henüz tam açılmamış ve zihniyle/salt düşünce ile sınırlı algılayan(beşer duyu organlarının alt-üst sınırında) varlıktır. Ancak, bilgi-düşünce-bilinç aşamalarından sonra idrake dönüştüğünde beyin merkezinde bulunan “epifiz, pineal, hipofiz” üçlüsünün entegre uyanışı/tam kapasite çalışması başlar ve kalp(nöronları) frekansı ile senkronize olarak, düşünsel bilinçten- sezgisel bilince geçilir. Bu noktada:
Böylece varlık artık Rahman planından bilgi alabilir hale gelir(radyo bağlantısı gerçekleşir).
Kristalleşme ve Kozmik Anten
Rahman planıyla rezonansa giren mikro sistemin/insanın nöronları artık “kristalize olmuştur”. Bu kristalleşme:
Parçası olduğumuz Samanyolu’nda toplam 604 elemente dayalı spiral-küresel bir mekan-zaman yapısı vardır. Biz şimdilik dünyada 118’le(element) yaşıyoruz. Bu yapı, sonrasında galaksinin diğer sistemlerle (karadelikler, yıldız kümeleri vb.) birleşerek yeni (üst) yaratımlara yönelmesini sağlayacaktır.
Rahim Planı’nda Takılanlar ve Orion
En dışta Gürz ve en içte Samanyolu’nun eksi kutbuna yakın olarak konumlanan Orion yıldız sistemi, Rahim Makro Planı’nın 4. boyutunda yer alır. Bu “asma kat”, dünya okuluna gelmiş fakat 78.000 yıllık üç Gürz (precessyon) döngüsü boyunca defalarca en karne olmalarına rağmen Rahman planına geçememiş ruhları içerir.
Bu varlıklar:
Bu varlıklar dünyaya doğrudan değil, frekans uyumu üzerinden benzer benzeri çekere yasası ile dolaylı olarak varlıklara müdahalede bulunur. Kıskançlık, kibir, gıybet, bencillik, kötülük gibi esmaların/hallerin/düşünceler düşük frekanslı titreşimlerdir. O yüzden bu haller/hasletler, rahim planında/makrosunda bulunur ve mikro-makro iletişimi gerçekleşir, antenle eşleşme olur.
Dünya: Hızlandırılmış Evrim Alanı
Rahim planının 5. ve 6. boyutuna ulaşan varlıklar, artık zamanın ve ölümün lineer olmadığını idrak eder. Bu farkındalıkla, artık dünyada en karne olma zorunluluğu kalmaz ve matriksin başka mekanlarında deneyim yapabilirler. Ancak 4. Boyutta(obsesyona uğrayan) takılanlar için, dünya çoklu tekrar eden bir sınav alanı olmaya devam eder.
Dünya, her mikro sistemin kendi makrosuyla rezonansa girerek, evrimini en az 7 yaşamda/en karnede hızla tamamlayabileceği eşsiz bir okul alanıdır aslında. 78.000 yıllık 3 tur Gürz döngüsünün sonunda, Rab-Rahman planına geçemeyenler;
Tevhidî Sonuç
Tasavvufun “Kendini bilen Rabbini bilir” sözü, Hermetik geleneğin “Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır” ilkesi, ve Kur’an’ın “Bismillahirrahmanirrahim” ifadesi (Rahman ve Rahim adına diye başlayan); hepsi, aslında mikro sistemin (insan) kendi makro planıyla olan rezonansını/birlemesini anlatır.
Bu rezonansın kapıları da tamamen özgür iradeye dayalı “ Liyakat,Niyet ve İradeyle” açılır.
Ve bu kapıdan geçen de insan olur.
